onmaz

onmaz
incurable.

Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • ah alan onmaz — kötülük ettiği için beddua alan iflah olmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dal sürmek — kesilmeksizin devam etmek, sürüp gitmek Yüreğinde onmaz bir karıncalanma vardı; onmaz bir kıpırtı dal sürüyordu, durmadan filizleniyordu. B. Günel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ah — is. 1) İlenme, beddua 2) ünl. (a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz Ah, ne güzeldi o Direklerarası ndaki Ramazan ve Donanma geceleri! Y. K. Karaosmanoğlu 3) ünl. (a:h) Ağrı, acı duyulduğunda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mahvetmek — i, der, Ar. maḥv + T. etmek 1) Yok etmek 2) Bozup işe yaramaz duruma getirmek Kuraklık ekinleri mahvetti. 3) Onmaz duruma getirmek Beni bu güzel havalar mahvetti / Böyle havada istifa ettim / Evkaftaki memuriyetimden. O. V. Kanık 4) Boşa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balta vurmak — balta ile kesmek, parçalamak Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. M. E. Yurdakul …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yiyip bitirmek — 1) tüketmek 2) onmaz duruma getirmek, yıkımına sebep olmak 3) sürekli olarak tedirgin etmek, üzmek, hırpalamak İçinde çarpışan bu iki zıt kuvvetten hangisine tabi olacağını bir türlü kestiremiyor, kendi kendini yiyip bitiriyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”